Salı, Şubat 27, 2007

Zamandan çıkmıştım...

Önümde eşsiz enginliğiye olasılıkların dünyası. Yukarda daha çok şey vardı ölümlülerin dünyasına indirilecek. 26 kurala göre çalışan çatışma alanlarından çokşey kaybederek geçmiştim. İstenilenleri sunmaya bir karar versem boğazda bir apartman dairesinden bunları yazma şansım bile olabilirdi. Bir insan bir insanı bu kadar özler mi? O benim kızım. Onu 1 aydır göremiyorum. Sadece O'nun için yaşadığı yerden uzaklaşmayı seçmiştim. Sadece O'nun için hayata devam ediyorum. Tenis kortlarınız, karanlıkta indirilen don hışırtısına olan bu aşırı merakınız, ormanda yürürken duyacağınız ürperti s.kimde değil. Birbirinizin aklında yıkanma çabalarınızdan yılmışım. Tüm olmuşlarabir sürü kulp takabiliriz ihtimal. Suç ve cezanın kalın ciltlerindeki maddelerden geniş labirentlerde hayatı eytişimsel bir körebe oyununa çevirebiliriz. Ama biliyor musunuz, umurum değil.
Gerçek derin cırnaklarıyla aklımı kaşıyan ve sonra da beni bir ana hapsedecek olan kör kuyudur. Kimin başkasına ne hakla bir tek cümle kurma hakkı var?
Kimin küçücük bir kız çocuğunu acılar içinde bırakma hakkı var?

1 yorum:

Adsız dedi ki...

tanrı bişeyler yapsın, kavuştursun.
yavru özlemi beter, bir kerelik hayatta.