Perşembe, Ocak 03, 2008

Büyüklere Masallar I
Karga

İki tane karga varmış şehirde yaşayan. Bunlar arkadaşmış her yere birlikte uçarlarmış. Somor, ilk karga acayip parlak şeylere meraklıymış. Yani her karga öyledir, ama bu çok betermiş. Gene böyle uçarlarken çok yukarlarda, aşağıda bi şey parıldamış.
Somor bunu görünce durur mu arkadaşına dönüp ahha çok güzel bi şey olmalı ben oraya gidiyorum demiş. O sıra boğazda yalıların tepesinden uçarlarmış. Arkadaşı aman demiş çok tehlikeli yapma, teller, köpekler, hatta bekçiler vardır. Söz dinletememiş buna, bu aşağı pike yapmış parlayan şey o sıra bi yalının balkonunda, masanın üzerindeymiş.
Hafta sonu bi öğlen vakti, adam kadına bir hediye almış, adamın 4. metresiymiş kadın.
Kadın halinden mutlu, yalının kendisine miras kalacağından emin, azar azar veririm, herifi de idare ediyorum daha ne diyormuş içinden. Çok güzel bir kadınmış, çok alımlı çok ince, ve çok alçak.
Adamın kadına aldığı hediyeymiş parlayan, güzel bir elmas bileklik.
Kutusunda ışıl ışıl dururken, bunlar içeri gitmişler, adam ödülünü almak istermiş tabi kısadan.
Karga balkon demirlerinden, seyretmiş bu olanları, ikisi iyice dalmışlarken uçup bilekliği kapmış.
Doğruca yuvasının yolunu tutmuş, birisi elinden alacak diye korka korka. Yuvası parlak nesnelerle doluymuş elbet. Aliminyum folyolar, parlak rozetler, gazoz kapakları, bi ton kıvır zıvır. Bu yeni ganimetini hepsinin en üstüne koymuş, iç geçirmiş, bakıp bakıp gagasıyla sevmiş
Niye uçmaya başladıklarını hatırlamış, açlıklarından...
Tekrar yuvadan çıkıp bu sefer ters yöne uçmaya başlamış.
Tam gökyüzünde hayli yüksek bir yerden uçarken, aşağıdan anlatılmaz bir aydınlık görmüş.
Dehşetli bir aydınlık, o kadar güzel bir ışık görmüş ki, daha havada aşık olmuş bu pırıltıya.
Engellenemez içgüdü işte, doğruca aşağı yollanmış, bir mahallenin sokak arasından geliyormuş ışık. Sokakta sadece bir kız çocuğu varmış, kaldırımın kenarında oturmuş hıçkıra hıçkıra ağlıyormuş. Karga ağaçtan inip zıplaya zıplaya yanına yaklaşmış kızın.
İşte tam o ara kızın gözlerinden gene yaş gelmiş ve güneşle ışık dolmuş, aşağı doğru süzülen yaşı gören karga zıp zıp iyice yaklaşmış kıza, başını bi o tarafa bi bu tarafa sallayarak.
Bu aydınlığın sahibi olamayacağı bir şey olduğunu sezmiş çünkü.
Kızın elinin yanına kadar gelmiş, kız o zaman onu farketmiş, dizlerinden biri hafiften kanıyor, ilerde 3 tekerlekli bisikletli yatıyor.
Ağlayarak ve burnunu çekerek kargaya demiş ki:
- Niye canım yanıyor...

Hiç yorum yok: