Meraklı kedinin nehir yolculuğu
Nehir sakin akıyordu. Derken içine bir kedi düştü. Merak eden, o derin merakının peşinden gelen, sonra maymunların kimyasını bozan suyun akışkan hamlelerini seyreden bir kedicik. Nehirde çırpınan dalgaların içinde bir ara sesi duyuldu -sevgilim yok benim, ıslanmış her kedi gibi can havliyle anlattı kişisel tarihinden önemli parçalar, bütün dalgalardan gelen bütün enerji türlerini çözümlemek isteyen çırpınışlar arasında her açıdan inceleme ve araştırma yapan bir kayıp ruh olarak durmadan hareket ediyordu. Ve hareket ettikçe bulandığı eylenmiş olanlar çamuru dipten gelerek karışıyor suyun rengi ara sıra çamurlu bir yeşil oluyor.
Bilinmeyen bir yöne doğru akarken, kedinin içinden akan kanlı sıvı suya sızdı, suyun gücünü sese çeviren yaratıklar tarafından aktarıldılar; nedir bir zamanlar tehlikeli uçurumların etrafında dolaşan, zamanın içine dev gözler açan, bedenin de, bu deli saçması körlüklerden birbirine kafaları çarpıp duran sersem egoların da ipini çoktan pazara çıkarmış kuyruğumu ıslatan bu engin suyun kaynağı? O kaynağı arıyordu, ama kulaç attıkça patilerinde dalgacıklar kalıyordu, bir dalganın en yükselen görüntüsü şeklinde.
Türlü sivilceden türlü kokunun çıktığı, tee liseden beri yapılan yüzme denemelerinde aynı gözlerle, aynı çoktan anlamış ama sürdürülmesi gereken rolleri de oynamış hali görülmeye değer doğrusu. Dalgaların arasında çırpınırken, birinin henüz kulağına söylemediği onca cümleyi hasretle beklemede. "Loverlar" yanında gergin, sevdiklerinin yanında pek gülücüklü, şirin pisicik. Şu lanet sudan çıkabilmek için acının ve bekleyişin esaretiyle nasıl baktığını görünce, çok eski ve çok taze bir anı tekrar karşımda belirdi. Bir zamanlar kulaçlarına eşlik ettiğim başka bir kedinin, konuşmadan birbirimizi anlamayı başardığımız, ender güzellikte bir üç renklinin ince sesi.
Ama nehir de büyük ve akış da hızlı olunca her zaman her kedinin gizli miyavlamasına doğru yüzülmüyor. Ve ayrıca sonraki bir kesişme noktasının artık o kadar uzak olmadığını bilecek kadar uzun sürmüştür ıslanma macerası. İki dalganın birbirine yaklaşırken, uzaklaşırken çıkardığı o tiz ses, o anın gösterdiği titreşimler, kestirimcilik oyunları artık ne de kelek bir gerilim sahnesi, seri olarak düşünülen kararlardan çıkartılan küçük evrencik maketleri. Su şimdi hangi tarafta daha sıcak, acaba şimdi akıntı nerde güçlü. Zor sorular tabii akıntı çağanozları ve ıslanmış kediler için. Bir mola verilse, sıcak bir minder üstünde kısa tüylerini şöyle bir parlatabilse ama kedilere has bütün mutluluk alametleri elinden alınmış gibi. Gerçi onlar şimdiki an denen cehennemin kollarında bu akıp giden suyun dikey bir şey olduğunu sana dursunlar, boğulma hissini en derin, artık ıpıslak olduklarında sezeceklerdir.
Aslında kimse akarken soru sormaz ama sorulacak olsa, yüzmenin her türlüsünü öğrendim sayılır. Duruma göre bir yöntem seçerek nice gayya kuyularına düşmekten kurtuldum bu sefil nehirde. Yaklaşırmış gibi yaparken yunuslar gibi çok yükseğe sıçrayarak altımda akıp giden nehri seyretme saadetine erdim. Günlerin sinirli akvaryum balıkları gibi nehirde can çekiştiğine şahit oldum. Ve yeryüzünde nice dev gözlerin zamanın içinde yitip gittiğini. Bir kedi eksik bir kedi fazla, nehir bildiği hızla ve bildiği bir yöne akmada.
Ordan geçen sandallar?
- Radiohead: Exit, Let Down, Karma Police,
- Deep Purple: Keep on movin,
- Kan`nal: Space child
- Pink Floyd: One Slip
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder