Cuma, Mart 25, 2005

YENİLENMİŞ PARYA DÜZENİ

Oturmuş hür iradenizle bu yazıyı okuyorsunuz. Demekki mutfağa geçip yanına bir de çay ekleme şansınız bile var. Peki günde kaç saat çalışmak zorunda kalıyorsunuz? Kendinize, yakınlarınıza ne kadar zaman ayırabiliyorsunuz? Son günlerde yayınlanan kıyak emeklilik reklamları ilginizi çekiyor mu? En son en zaman bu dört yanı birbirinden güzel ülkenin bir tatil beldesinde havayı zevkle kokladınız? Peki şu an oralarda kimler var dersiniz. Kim bu saadetli yerlerde gündüzleri denizlere girip, geceleri vur patlasın çal oynasın kendi kıyametlerinden kaçmadalar?
Tarifi kolay bir formülle, hayatlarımızı pek mükemmel yapmaya soyunan yeni Roma-Cermen fikriyatına göre, senede 15 gün izin yapmaya hak kazanmış Avrupa orta sınıfının, evinde sizinkinden daha fazla teknolojik konforu bulunan bu yeni nesil paryaları, şimdi sizin sularınızda yüzüyor.
Kendilerine sunulan ve adına yaşam kalitesi dedikleri şu acayip şeyi kabul etmek için, orta zekalı, güdük hırslı, şimdilerin yaldızlı deyimiyle kariyer meraklısı yığınlar, uçaklarla bu ülkenin o sakin o Doğulu tefekkürüne dalıyor, geceleri tatil yerlerinde ritmik haleluya çekme manyaklığının son moda halleri sergilenirken gürültücü, hödük bakışlarla birbirlerini kesiyorlar.
Ve biz ödenecek borçlar, büyüyen çocuklar yüzünden ertelenen tatillerimizi üç kuruş para kazanmak için boşluğa salıverirken ve daha bu ülkenin kaç tane şehrini hiç görmemişken onlar, en gizli, en mahrem, en güzel beldelerimizde evler, villalar alıyorlar.
Kısaca bütün dünyada bir kısım halk köpekler gibi çalışırken, eski arena kurallarına göre diğerlerinin üstüne basmayı akıl edenler, güya bir parmak daha yukarı sıçramak ve sözde daha büyük olanaklardan faydalanmak şansına sahip oluyorlar. Göze göz dişe diş. Bu nasıl her yeri dökülen bir yalandır. Bu ne rezil ve kabul edilmesi olanaksız bir saçmalıktır. Bu ne terbiyesiz bir oyundur.
Ve biz kendimizi bu alçak saldırıdan korumak yerine aldığımız her kararla biraz daha köle, biraz daha hayatı çalınmış zavallılar olarak olduğumuz yerde duruyoruz.


Not: 1960 sonları edebiyyat mecmuası ağzı...

Hiç yorum yok: